nukleer enerji:
bu tehlikeli bir bağımlılık. bunun farkında olmak çok önemli. bakın birçok örnek verilmiş, bu şaka değil. insanların hayatını karartır. sigara, alkol bağımlısı daha çok kendine zarar verir, bu bahis denen illet eşinizi dostunuzu da bitirir. bir gün bakarsınız en yakınlarınız telefona çıkmıyor. giden paranın peşinden koşmayın. koştukça daha çok kaybedeceksiniz. bırakın giden parayı hayatınızı kurtarmanın sadakası olarak görün.
bu başlıkta bahis şirketlerinin reklamı olması da ayrı bir konu olur.
Keyifal:
bak
güzel kardeşim, bu başlığı okuyorsan eğer; yanlış anlama ama büyük olasılıkla
ya boka batmışsındır ya da hızlı bir şekilde freni boşalmış kamyon gibi uçuruma
doğru son sürat yol alıyorsundur. işte bu yüzden bu başlığa yazmak istedim,
sadece senin için! olur da bırakmana vesile olursam, belki bana teşekkür
edersin ve ben de mutlu olurum diye buraya yazıyorum. olur ya sözlük dışından
da okuyan eden olur, belki birilerinin hayatına bir dokunuş yapmış olurum, kim
bilir.
bu
yazdıklarımı çok ama çok dikkatlice oku ve yol yakınken bırak bu işi güzel
dostum. çok ciddiyim bak! biliyorum kolay değil, çokça kez denedin, kendine
kızdın, kendinden nefret ettin, yeri geldi ağladın, yeri geldi sövdün, yeri
geldi üstüne başına alacağın, tatile gideceğin, kız arkadaşını ya da erkek
arkadaşını mutlu edeceğin, çocuğunu sevindireceğin, aileni rahat ettireceğin,
seyahat edeceğin, kendini ödüllendireceğin, kitap alacağın, güzel bir yemek
yiyeceğin, kısacası kendine yatırım yapacağın tüm paranı bu bataklığa gömdün.
sonra
ne yaptın? söyleyeyim sana hemen; hırs yaptın! dedin ki "ben bu zararı
kapatırım aga, hatta kara bile geçerim, yok yok hatta ben bu bahisten parayı
koyar, vallahi gül gibi de geçinirim" dedin dimi? işte orada dur güzel
dostum, öyle bir dünya sana yemin ederim ki imkansız. bu kısır döngü sen bu
illeti bırakana kadar devam edecek buna emin olabilirsin. hep kendine kızıp,
sonra yeniden bu sarmala gireceksin, işte bu yüzden kendine söz ver! hemen sil
o uygulamayı, hemen aynada kendine bak ve bu kişinin sen olmadığına, bu zamana
kadar harcadığın paranın bu illetten kurtulmak için sana büyük bir ders
olduğuna, hatalarından çıkarımlar yaptığına, kendinin kıymetli olduğuna,
hayatın güzel olduğuna, önünde güzel günlerin olduğuna acilen kendini inandır,
çünkü gerçekten de öyle, güven bana. şimdi ayağa kalkma zamanı dostum! eskiyi
unut, harcadığın parayı, umutsuzluklarını, yorgunluklarını, çaresizliklerini
herşeyi ama herşeyi unut, bu sana büyük bir ders oldu çünkü! kalkıp yoluna
devam et ve zararın neresinden dönersen kardır sözünün keyfini çıkar.
çok
değil bak, bundan 2 hafta önce ben de bu bataklıktaydım dostum, o yüzden seni
çok ama çok iyi anlıyorum, bu satırları nasıl da dikkatli okuduğunu çok iyi
biliyorum, çünkü bırakmak istiyorsun! kendimden bahsedeyim; abartmıyorum sana,
aylık en az 5 bin tl bu lanet şeye harcamışımdır. son 3 ya da 4 senedir
kesintisiz oynadım ben bu iğrenç oyunu. yasa dışı filan da değil ha, bildiğin
iddaa bayisine giderek başlayan süreç, sonrasında yine internetten türkiye'de
bilindik üç beş platformadan biri olan yasal bir siteye üye olarak devam etti.
hemen hemen her gün oynuyordum da ve inan bana kaybettiğim parayı da artık sen
hesap et.
tam
bir bataklık bu döngü, bataklık diyorum çünkü gerçekten de tam bir dipsiz kuyu
bu illet biliyorum. insanın zamanını, psikolojisini, hayatını, kişiliğini,
kısacası tüm benliğini ele geçiren ve değiştiren bir kemirgen de diyebiliriz
buna. sonu olmayan bir yol resmen, bir yere varmak istiyorsun, pedal
çeviriyorsun ama olduğun yerde sayıyorsun. resmen bu şekilde düşünebilirsin
içinde bulunduğun bu durumu. bu arada öyle boş bir tipte değilim he söyleyeyim.
yabancı dil bilen, kendini geliştirmiş, gayet sosyal, çevresinde sevilen,
yakışıklı, sohbeti güzel biriyim de diyebilirim sana. ama bu illet var ya bu
illet, seni tamamen değiştirmeye çalışan, içini kemiren, benliğini tutsak eden
boktan bir bataklığa seni sürükleyen bir çukur resmen, paçalarına yapışıyor ve
kolay kolay gitmiyor. bu belaya bulaştıktan sonra toplum içinde başka, arka
planda bam başka bir kişiliğe bürünüyorsun, ne dediğimi çok iyi anladığını
düşünüyorum. yani seni sen yapan tüm değerlerini yitirmeye başlıyorsun. ama
şimdi ayağa kalma zamanı güzel dostum, yukarıda da yazdığım gibi geride bırak,
ciddiyim sadece geride bırak ve paranın cebine kaldığını, zamanını verimli
geçirdiğini, hayattan çok daha keyif aldığını, aldığın nefesin güzelliğini,
yediğin yemeğin tadını, bir dost sohbetinin, sevgilinin, eşinin dostunun elinin
tutmanın, hayatı ıskalamamanın, sevdiğin müzikleri dinlemenin, spor yapmanın,
kahve içmenin, yürüyüş yapmanın ve sonsuza kadar seni sen yapan tüm güzel
şeylerin keyfini çıkar. harcadığın parayı da büyük bir ders olarak gör ve
yaşanması gerekiyormuş da yaşamışsın gibi düşün. karar al ve bırak benim gibi.
tek yapman gereken şey karar almak ve uygulamak ve inan bana hiçte zor değil.
bunu sana bu işe ciddi para ve zaman harcamış bir birey olarak, bir dostun
olarak söylüyorum. bundan sonra, evet evet şu dakikadan sonra mutlu olmak
istiyorsan yapman gereken tek şey bir daha asla bu illeti oynamamak! ayağa kalk
ve yürü, sen güçlüsün ve inan bana çok değerlisin. seni sevenleri ve en başta
da kendini üzme, kendinin kıymetini bil.
ben karar aldım ve bıraktım, inan bana sen de bırakacaksın yeter ki iste. şu dakikadan sonra bak nasıl da güzelleşecek hayatın, güven bana. geride bırak, ders al, kararlı ol ve bırak. inan bana kaybettiklerini fazlasıyla normal yoldan kazanacaksın, oynamadığın her saniye hem kişiliğin hem de cebin yerine gelecek. gecenin bir yarısı hatta sabahın köründe bu satırları senin için yazdım, çünkü yarın evdeyim ve biraz önce sevdiğim bir filmi bitirdim ve buraya girince de yazmak istedim. çünkü uzun zamandır bu başlığa yazmak aklımdaydı. mutlu olmak senin elinde. seni düşünen bir dostun olarak mutlu kal diyorum.
dont die:
hayatımın
bu dönemini zehir eden bağımlılık. 29 yaşındayım, 18-19 yaşından beri iddaa
oynuyorum. ama hep ''eğlence'' mantığıyla oynadım bu zamana kadar. benim için
bir hafta sonu aktivitesiydi iddaa oynamak. çok ufak miktarlarla, 20 lira
yatırıp 100 lira aldığımda mutlu olacağım veya o 20 lirayı kaybettiğimde
''olsun, eğlendim'' diyeceğim şekilde oynadım. kuponlar yatınca da üzülmedim,
maç takip etmeyi seviyorum benim için büyük eğlence. evet tam 10-11 sene bu
şekilde irademi kaybetmeden oynayabildim.
ne
olduysa bilmiyorum ancak 2 ay önce artık eğlence olmaktan çıkacak miktarlarda
oynamaya başladım. sürekli kaybedip, sürekli telafi amaçlı para attım hesaba.
''şu miktarı yakalayınca bırakacağım'' diye avuttum durdum kendimi. hayatımda
hiç bir şeye bağımlı olmadım, irademe hep güvendim. ama şu an ne yaptığımın
farkında değilim, zihnim teslim alınmış gibi. böyle bir şey yaşayacağımı
söyleseler güler geçerdim.
en
son kafamda bir miktar belirledim, kaybettiğimin yarısı kadar bir miktar. bu
miktara ulaşınca bir daha oynamayacağım, kaybın yarısı da kalsın lanet olsun
dedim. düne kadar bu hedefe çok yakındım. hemen hemen yarıya yaklaşmıştım. dün
ne olduğunu bile anlayamadan hesaptan uçtu gitti para.
2 ay
önceye dönsek, o para hesabıma geri gelse 5 kuruş dahi yatırmam. ama iş işten
geçti, giden gitti. şu an beynimin yarısı ''son kez para at son bir çıkış
dene'' derken, diğer yarısı ''giden gitti kendine gel bırak artık'' diyor.
insanın kontrolünü kaybetmesi berbat bir şeymiş, bu yaşıma kadar kendimi hiç bu
kadar kötü hissetmemiştim.
hukuksuz ulkenin hukukcusu:
tavsiye
vermeyi sevmem ama şunu söylemeden geçmek istemiyorum. bahisten 10 alırsanız 20
kaybedersiniz. hiçbir zaman artıya geçme şansınız yok. ben artıdayım diyen
yalan söylüyordur, böyle bir ihtimal yok maalesef. benim geçmişte yaptığım gibi
bahsi bir hafta sonu aktivitesi olarak düşünün, bu şekilde mutlu olacaksınız. para
kazanma hırsına kapıldığınızı hissettiğiniz anda bırakın kayıp büyümeden. çünkü
hiçbir zaman kazanamayacaksınız, emin olun.
friendship:
en
yakın arkadaşım 2014-2015 senesinde çalıştığı iş yerindeki elemanlarla başladı
iddia kuponu yapmaya.maç izlemez, takım tutmaz spor bile yapmayan birisi.ben o
dönem sadece spor üzerine yayın yapan bir tv kanalında çalışıyordum ana kumanda
olarak.whatsapp gruplarında maç paylaşıyorlar ortak kupon yapıyorlardı.o
dönemde kızar ve dalga geçerdim.benimle beşiktaş maçı bile izlemezdi.sonra iş
değiştirdi masa başı iş.müdürü tombala oynuyormuş ona başladı, sonra rulet.son
yıllarda ise jackpot.cenazede, camide, spor salonunda koşu bandı üstünde,
sinemada.imkan bulduğu her yerde oynuyordu.dolandırıcı facebook grupları,
whatsapp gruplarına para bayılmalar, sahte bahis sitelerine para yollamalar.iş
çığırından çıktı.annesinin üstüne kredi çekmeler, annesinin kredi kartını
habersiz kullanmalar, eş dost arkadaş borç almalar, evkurdan telefon alıp
satmalar, turkcell hattı üzerinden laptop alıp satmalar.şuan 100 bin den fazla
kredi borcu, kartlar, ödemeler derken geçen gün dedim ailenle konuş dibe
batıyorsun artık hatta battın.33 yaşında 250 bin tl den fazla borç.yazık ev
yok, araba yok, tatile gitmişliği yok,üstüne başına bişe alacak durumu bile
yok.psikologa gitmesi yardım alması getektiğini kafasına soktum.ama dün hattı
üstüne takrar telefon almış mesajı geldi.
işte
ülke bu noktada.geçen ay dudullu dan bir polis memuru aramış.ifadeye
çağırıyorlar 10-20 bin arası bi ceza çıkabilirmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder