numbaly
kurtulması en zor bağımliliktir. 18 yılda kaybettiklerimin haddi hesabı yok. en sonunda ailemi ve 2 çocuğumu kaybedecektim pamuk ipliğine bağlıydım. ailemin ve eşimin yardımı ile kurtulmaya çalışıyorum. henüz daha 2.haftasındayım şimdilik her şey çok yolunda gidiyor. dışarı çıkınca arabaları görüyorum ve her önünden geçtiğim arabaya bakıp “bahis oynamasaydım bundan alabilirdim” diyorum kendime kızıyorum.
patapatataptap:
bahis
bağımlılığı ile kumar bağımlılığının ne farkı var diyenleri gördüğüm bağımlılık
türü.
fark
var arkadaşlar, kumarhanede kumar oynadığınızda kumarhaneden çıktığınız an
kumar biter. ama bu spor bahisleri başka, bunlar 24 saatinizi alır. evet
uykudayken bile alır vaktinizi. rüyamda oha oran çok iyi lan diye heyecanlanıp
uyanıp kontrol ettiğimde rüyamdaki kadar yüksek olmadığını görürdüm ben mesela.
bahis bağımlılığı akıllı telefonlar ve internet ile başka bir boyuta ulaştı. at
yarışı gibi değil bu, eliniz sürekli telefonda, en çok internet tüketen
uygulamanızın maçkolik olduğunu düşünün. kimseyle muhabbet de edemezsiniz
aklınız sürekli maçta, gözünüz sürekli telefonda olur. bir reklam mesajı
gelince aha gol bildirimi diye telefona sarılırsınız.
kaybedilen
paralardan bahsetmeyeceğim hiç, herkes bahsetmiş zaten. eskiden ara ara
oynardım, öğrenciydik limitimiz belliydi. ama işe girip çalışmaya başladıktan
sonra hiç bulaşmadım. benim bu illetten kurtulma hikayeme benzer bir durumu bir
arkadaş yukarda yazmış. çok güzel kuponlar yaptım kazandım kaybettim risk satın
alıyordum çünkü, heyecan satın alıyordum. bungee jumping yapan adam bedavaya mı
yapıyordu sanki ? sanat eseri demiş arkadaş, evet sanat eseri gibi bir kupon
yaptım. hem de daha oranlar bile belli olmadan, maçlardan 3 hafta öncesinden.
bu 3 haftada müthiş olaylar oldu, oynayacağım takımların rakipleri sakatlıklar
yaşadı, kart cezalıları oluyordu. bahis alacağım takımlar ise çok iyi
gidiyordu. her şey yolundaydı 3 maçlık bir kupon yaptım. o dönem için kendimce
büyük bir parayı gönül rahatlığı ile yatırdım. hissettiğim şey bahis heyecanı
değildi, hırsızlık yapıyormuş gibi heyecanlanmıştım. oranları değiştirirler, "
sen bizi mi zikiyon lan" derler diye korkuyordum. o kadar emindim ki
kazanacağımdan. sonra ne oldu, ligde kafaya oynayan takım kupa maçı yarı
finalinde 2. ligdeki bir takıma 90 dakika tek gol atamadı. ulan dedim bu kupon
tutmamışsa, hiç bir kupon tutmaz.
bakın bu işte " ben araştırıyorum, takip ediyorum. form durumuna bakıyorum, sakatlık kart cezası takip ediyorum" falan yok. bir arkadaşım vardı kulüp başkanlarının, futbolcuların özel hayatlarını takip ediyordu. bir gün geldi banko maç var dedi, rakip takımın forveti eşiyle boşanıyormuş morali çok bozukmuş maça çıkmama ihtimali var ama çıksa bile performans gösteremez. bu fırsat kaçmaz dedi. evet o cümleyi kurdu, "bu fırsat kaçmaz, bir daha gelmez" gibi cümleler max bahis limitinizi arttıran eşik cümleleridir. o karısından boşanan puşt da 2 tane sallamıştı bizim takıma. evet ben de o fırsatı kaçırmamıştım.
portakalreceli:
lütfen
ama lütfen eğer içinden çıkılamayacak bir durumdaysanız ya desek alın ya da
şöyle bir silkelenin ve kendinize gelin lütfen.
kendi
öz abimi içerisinden zorla çekip çıkardığımız bir durum bu. çok şükür bin şükür
geride kaldı o dönem ama ailevi olarak o kadar yıprandık o kadar kötü günler
yaşadık ki inanın sonuçlarının bu kadar ağır olacağını bilseniz bu merete hiç
bulaşmazsınız.
abimde
ilk zamanlar ufak ufak oynayanlardanmış, sonradan sonraya öyle bir batmış ki
kendisi çareyi gelip en sonunda bize anlatmakla buldu.
normalde
abim bizimle öyle pek konuşmaz ama yine de vakit buldukça hep bir şeyler
yapardı. o zamanlar da her şey öyle normal gidiyordu ki başımıza böyle bir şey
geleceğini hiç tahmin etmezdik.
hiç
unutmuyorum ağlaya ağlaya geldi eve, çok çok korktuğumuzu hatırlıyorum. önce
baya bi ağladı sonra 60 bin nasıl batırdığını anlattı. psikolojisi bozulmuş, bir
ev parası batırmış, önceleri çok kazanmış sonradan içinden çıkamamış, cebindeki
beş lirayla bile oynamış bir sürü bir sürü şey.
ne
annem ne babam ne de kendim çok uzun zaman toparlanamadık. parasında gözümüz
yoktu lanet olsun dedik elimizdeki avucumuzdaki ne varsa sattık kurtardık banka
borçlarından ama psikolojisi ve kendisi için çok endişelendik.
önce
telefonunu teslim etti bize, arabasının anahtarlarını, elindeki tüm parasını ve
beni iyileştirin diye doktora götürmemizi istedi. ne kadar korktuysa iyileşmeyi
o kadar istiyordu ki, hemen tedavi almaya başladı, ilaçlar kullandı, bu pisliği
oynadığı arkadaşlarıyla konuşmayı kesti, akşamları eskiden olduğu gibi hep
beraber oturup konuşmaya başladık ve abimin 2 senelik korkulu rüyasını çok uzun
sürse de çok şükür aştık.
bunları
anlatmak pek kolay değil benim için çünkü şurada yazdığım üç beş cümle bizim üç
senemizi aldı ama eğer kurtulmak isteyenler varsa okusunlar diye yazdım.
her
bahis oynadığınızda, bu çukura daha da batıp geri dönüşünüzü, kurtulma ihtimalinizi
geciktiriyorsunuz.
geç
kalınacak hiçbir durum yok, bunun felaketini tatmış birisi olarak diyorum ki
nolursunuz gidip destek alın, istekli olun, kendinize gelin.
bakın
bir rüzgar estiğinde sadece tek yaprak düşmüyor, tüm ağaç sallanıyor her
dalından sayısız yaprak düşüyor. biz hala korkuyoruz, hala bazen telefonlarını
dinliyoruz, sessizleştiğinde kalbimiz çarpıyor. ona inanmaktan başka bir
seçenek de kalmıyor elimizde.
eğer sizde kendi kendinize kurtulamıyorsanız o zaman tedavi görün, inanın utanılacak sıkılacak bir şey değil, sadece ama sadece kurtulacağınıza inanın önce.
esasen ne desem bilemedim:
boşanma
sebebim olan bağımlılık türü. ne ailesi ne ben toparlayamadık kendine
getiremedik.
acı
ama sizin için kredi çekecek tek kişi kalmayana, tefeciler kapınıza dayanana,
etrafınızda borç isteyecek arkadaşlar tükenene, tam anlamıyla dibe vurana kadar
devam eder. o raddeye kadar hala gizli saklı sürüyor.
edit: üslup sert ve acımasız gelmiş olabilir. hatta umut kırıcı. ama kendinize bahane bulamayın tam olarak neyin ortasına düştüğünüzü anlayın diye açık açık yazdım.
firatduman81
benden
bir küçük kardeşim aradı: “yine batırdım” dedi. bir kaç yıl önce konuşmuştuk ve
bir daha oynamayacağının sözünü vermişti ama yine devam etmiş. bir şekilde
oynadığı x firmasının kayıtlarına ulaştım. sadece o sitede son ayındaki kaybı
23 bin tl ve oynadığı en az 2 daha farklı site daha var. gece uyuyamadım,
kardeşimin bir otizmli kızı var. ilk yeğenim, kıymetlim. kaç aydır onun için
kenara altın atıyordum, ilerde iyi eğitim alsın diye ve bunu kardeşime dahil
hiç kimseye söylememiştim. yeniden aradım kardeşimi “borcun ne kadar dürüst
ol.” dedim. şu anda 30 bin borcu varmış ve yıllardır biriktirdiği paraları
kaybetmiş. öyle, böyle rakamlar değil. 6 rakamlı...
hala
bana “şu kadar kazanıyordum da son dakika penaltı kaçırdı, şu kadar
kazanıyordum da şöyle oldu.” deyip duruyor. kısacası beyinleri bizim gibi
çalışmayı bırakmış. diğer kardeşlerim bu defa destek
çıkmayacaklarını-yorulduklarını söylediler. haklılar da. canımı en çok acıtan
ev kirasını dahi ödeyememiş olması. bir kaç ev alacak parasıyla bir ev dahi
alamamış olması. iyi bir işi iyi bir geliri vardı ve 2015’ten sonra
çıldırmışçasına oynamaya başlamış. öncesi de vahim. borçlarını kapatması ve
yeniden toparlaması için haftalık 2.500 lira göndermeye başladım. onun için
değil yeğenim için. bu parayı her gönderdiğimde “kumar borcu ödediğim için”
üzülüyorum ama kardeşim işte, elini çeksen daha da düşer.
psikolojik destek almasını rica ettim ama kendi başına bırakacağını, baş edebileceğini söylüyor. gerçekten ciddi bir bağımlılık ve tek başına yapabilmesinin zor olduğunu da biliyorum. vicdan azabı çektiğini söyleyip duruyor. ve hala göğsümde ağrısı var.
vurgundurgun
yuva
yıkandır. bir arkadaşımızın başına gelmişti. ev, araba gitti. ailevi bir çöküş
de yaşadı. kaybettikçe daha da hırslanıyordu. tavsiyem iddia oynayanlardan uzak
durun. parasal anlamda salça olabilirler size.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder